İslam toplumu Ramazan ayını huzursuz bir atmosferde geçiriyor.
Sahur, iftar ve teravih namazları vesilesiyle bir araya gelen Müslümanlar, hem geleneklerini sürdürmekte hem de dayanışma ve birlik olmanın sevinçini yaşamaktadır.
İftar ve sahur sofralarında, izleyicilerin dikkatle izlediği din adamları, merak edilen sorulara yanıt vererek önemli meseleler hakkında görüşlerini paylaşıyor.
NİHAT HATİPOĞLU'NA DÖVME KONUSU
Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu da ATV ekranlarında Ramazan dönemi boyunca canlı olarak gerçekleşen İftar ve Sahur programında izleyicileriyle buluştu.
Hatipoğlu'na, ilginç sorular yöneltilmeye devam ediyor.
Bu bağlamda, dün akşam (4 Mart) yayınlanan Nihat Hatipoğlu ile Sahur programında bir izleyici, Hatipoğlu'na dövme yaptırma hakkında bir soru sordu.
İzleyici, "Dövme yaptırmak namaz ve abdeste engel midir?"
"DÖVMEYİ PEYGAMBER EFENDİMİZ YASAKLADI"
"Dövme yaptırmayı Peygamber Efendimiz yasaklamıştır."
"Peygamber Efendimizin yasakladığı bazı şeyler bulunmaktadır, bunlardan biri dövme, diğeri ise peruk. Peruk, hayvan tüylerinden yapılmaktaydı ve zamanla kötü bir koku yaymaktaydı, bu nedenle yasaklanmıştır.
"Ayrıca, dişler arasında eğe ile dişleri oyarak ayırmak da söz konusuydu. O dönemde estetik anlayışı böyleydi; dişlerin ayrık olmasının daha değerli olduğu düşünülüyordu. Vücuda verdiği zarar nedeniyle bu da yasaklandı."

"ABDEST VE İBADETE ENGEL DEĞİL"
"Peki, dövme yaptırdık, şimdi silince de iz kalıyor... Bir süre sonra şu soruyu sormak isteyebiliriz: 'Hocam, ben dövme yaptırdım; gusül abdestim geçerli mi, geçersiz mi?'
Dövme, abdest almaya, namaz kılmaya ve ibadet etmeye elbette engel değildir. Ancak keşke Efendimizin yasakladığı ve vücutta hasar bırakan bir şey yaptırmamış olsaydık."
"PEYGAMBER EFENDİMİZ DÖVMELERİN SINIF FARKLARINI ORTAYA ÇIKARDIĞINI DÜŞÜNMÜŞTÜR"
Prof. Dr. Hatipoğlu, Peygamber Efendimiz döneminde dövmenin sistematik bir şekilde uygulandığını ifade etti. "O zamanlarda, insanlar dövme yaptırıyorlardı, ancak dövme türleri, insanların sosyal statülerine göre değişiklik gösteriyordu."
"Örneğin, kabile reisinin eşinin alnında bir dövme olmakta, hayvancılıkla uğraşan birinin eşinin kolunda da dövme görülebiliyordu. Böylece, o dönemlerde bir statü oluşmaktaydı. Alt ve üst tabakalar, bu dövmelerle kolayca ayırt ediliyordu. Peygamber Efendimiz ise insanların rencide edici görüntüler taşımalarını istemiyordu."