FEYZA NUR ÇALIKOĞLU
TRT World programı sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı protesto eden 9 genç, Türkiye'nin İsrail’e petrol gönderimini eleştirdikleri iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklama işlemiyle karşılaştı. Beş gün süren tutukluluğun akabinde serbest bırakılan gençler, gözaltı ve tutuklama süreçlerinde maruz kaldıkları şiddet, kötü davranış ve işkenceyi dile getirerek savcılığa şikayette bulundu. Özellikle kadın protestocuların başörtüleri ve feracelerinin kesilmesi, kamuoyunda ciddi bir tepki yarattı.
VALİLİK SORUŞTURMAYA ONAYLAMADI
Filistin’de gerçekleşen soykırıma karşı tepkilerini ifade eden dokuz genç, kamu görevlileri tarafından uygulanan işkence ve kötü muameleye ilişkin İstanbul Valiliği, "soruşturma izninin verilmemesi" yönünde bir karar aldı.
Bu karara göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması esnasında protestocuların slogan atarak bağırması, pankart açmaları ve polise karşı koymaları, yasalara aykırı bir eylem olarak değerlendirildi. Güvenlik güçlerinin, protestoculara üç kez ikazda bulunduğu, dağılmadıkları takdirde kamu düzeninin sağlanması ve diğer vatandaşların haklarının korunması adına güç kullanıldığı ifade edildi. Ayrıca, tutuklama kararının kesin olduğu ve cezaevindeki kamu görevlilerine yönelik şikayetlerin yeterli kanıta dayanmadığı belirtildi. Valilik, kamu görevlilerinin ve güvenlik güçlerinin kamu düzenini korumak noktasında meşru bir amaç taşıdığı için yaşanan hak ihlallerinin kusurlu bulunmadığı sonucuna vardı. Sonuç olarak, soruşturma izninin verilmemesi ve dosyanın düşmesi yönünde bir karar alındı.
DİLEKÇE HAK İHLALLERİNİ AÇIKÇA ORTAYA KOYDU
Savcılığa sunulan şikayet dilekçesinde, dokuz kişinin Anayasa'nın 25. ve devamı maddeleri ile 34. maddede güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullandıkları, ancak bu süreçte kolluk kuvvetlerinin aşırı ve orantısız müdahalesine maruz kaldıkları ifade edildi.
Dilekçede, protesto gerçekleştirilen alanın dışında İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nde yaşanan hak ihlalleri de ayrıntılı şekilde aktarıldı. Olay süresince, protestocuların 18 saat boyunca yemek verilmeden tutuldukları, ibadet haklarının kısıtlandığı, hijyen koşullarının sağlanmadığı ve kadın protestoculara yapılan detaylı aramaların, özel alan ihlali niteliğinde çıplak aramalara dönüştüğü kaydedildi. Ayrıca, cezaevine girerken başörtüleri ve feraceleri kesilen yedi kadın, Adalet Bakanlığı yetkilileri tarafından ziyaret edildi. Adalet Bakanlığı, bu kadınların baş örtü ve feracelerinin kesilmesine sebep olan infaz memurlarını açığa almış ve konuyla ilgili bir soruşturma başlatmıştır. Ancak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, protestocuların çıplak arama, şiddet ve işkenceye maruz kaldıkları iddialarının gerçek dışı olduğunu ifade etti.
DAVA 27 MART'TA GÖRÜLECEK
Protestocular hakkında "Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Katılmak" suçlamasıyla hazırlanmış olan iddianamede, 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası talep edilmektedir. Bu dava, 27 Mart 2025 tarihinde İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecektir.
NE OLMUŞTU?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleştirilen TRT World etkinliğinde, Türkiye'nin İsrail’e petrol gönderimini protesto etmeye çalışan dokuz genç, 29 Kasım’da eylem düzenledi. Erdoğan konuşma sürerken, protestocular "Neden Azerbaycan petrolü Türkiye üzerinden İsrail’e gidiyor?" sorusunu haykırarak dikkat çekmeye çalıştılar. Bu gençler gözaltına alınıp tutuklandı. Üç gün gözaltında kalan ve beş gün tutuklu kalan protestocular, kötü muamele, şiddet ve darp iddialarıyla avukatları aracılığıyla savcılığa şikayet dilekçesi sundular.